Archive for Ağustos, 2013


Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan yeni rapora göre; yardım politikaları yeniden düzenlenmediği, yerlerinden edilen insanların hakları güçlendirilmediği ve insan haklarına aykırı eylemlere daha sert müdahale edilmediği sürece okullar, öğretmen ve öğrenciler çatışma yaşanan ülkelerde birer hedef olarak görülmeye devam edilecek.

UNESCO tarafından yayınlanan rapora göre eğitim alamayan 57 milyon çocuğun yarısı silahlı çatışma içindeki ülkelerde yaşıyor. Dünya çapında okula gidemeyen çocukların sayısı 2008’de 60 milyon olup 2011’de bu sayı 57 milyona düşmüş olsa da; bu son rapor gösteriyor ki ihtilaf içindeki ülkelerde istenilen sonuç elde edilemiyor. Bu tür ülkelerde eğitim hakkından yararlanamayan çocukların yarısından çoğunu kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor.

Rapor, Ekim 2012 tarihinde Taliban’ın silahlı saldırısına maruz kalan Pakistanlı eğitim hakları aktivisti Malala Yousafzai’nin 16. yaş gününe dikkat çekmek için Save the Children isimli STK’nın ortaklığıyla UNESCO tarafından yayınlandı.

“Çocuklar okula gitmek için savaşıyor” başlığını taşıyan raporda, okula gidemeyen 28,5 mlyon çocuğun %44’ünün sahraaltı Afrika’da, %19’unun Güney ve Batı Asya’da ve %14’ünün Arap ülkelerinde yaşadığı görülüyor. Bu nüfusun çok büyük bir bölümü olan %95’lik kısım düşük veya düşük-orta gelirli ülkelerde yaşıyor. Bu toplamın %55’ini oluşturan ve bu durumdan en çok etkilenen kısım çoğunlukla tecavüz ya da benzer cinsel saldırı durumlarına maruz kalan çocuklardan oluştuğu görülüyor.

Uluslar arası ilgi ve medyanın insan haklarına ihlallerinin en yüzeyde olanları üzerinde odaklandığını, ancak şiddet ve ihlallerin yarattığı bedelin gözlerden ırak kaldığını belirten UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova, bir çok fakir ülkede devam eden silahlı çatışmaların yalnızca eğitim altyapısını değil aynı zamanda bir neslin gelecek umutlarını da yok ettiğini sözlerine ekledi.

2011 Küresel İzleme Raporu, savaş bölgelerindeki eğitim sorununu ortaya çıkarırken, 2 yıl sonra yayınlanan yeni rapor bu problemin artık saklı olmadığını ve bu konuda bir yardımda bulunulmamasının hiçbir bahanesi olmadığını açıkladı. 2013 raporu aynı zamanda eğitime ayrılan insani yardımın 2009 yılında %2 iken, 2011’de yüzde 1.4’e gerilediğini gösteriyor. Eğitim yardımları için istenen miktarlara erişilmesinde de zorluk yaşanıyor. 2010 yılı rakamlarına göre eğitim yardımları bütçesi 220 milyon ABD doları açık veriyor.

Halihazırda bu süreci en şiddetli görüldüğü yerler arasında Suriye bulunuyor.

KAYNAK:BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜRKİYE

Birleşmiş Milletler yetkilileri, Londra’da 8 Haziran tarihinde toplanan Büyümek için Beslenme Zirvesi’nde, taahhüt edilen fonlar ve üzerinde anlaşmaya varılan Küresel Büyümek için Beslenme Sözleşmesini memnuniyetle karşıladıklarını bildirdiler. BM Yetkilileri zirve sonucunun beslenme yetersizliği adaletsizliğine son vermek adına büyük bir adım olarak değerlendirdiler ve milyonlarca bebek ve hamile kadının daha iyi diyetlere kavuşmalarının sağlanması ve yetersiz beslenmenin neden olduğu bodurluk ve ölümlerin azaltılması için yeni bir fırsat olduğunu söylediler.

Zirveye bir video mesaj yollayan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon teşkilatın beslenme yetersizliğinin her şeklini azaltmaya olan bağlılığını tekrarladı.

Ban, “Hiçbir çocuk beslenme yetersizliği haksızlığına uğramamalıdır. Ancak kronik beslenme yetersizliği nedeniyle harekete geçmezsek bu çocukların dörtte biri bodur kalacak” dedi.

Genel Sekreter, “Bu taahhütler çocukların gelişimlerini destekleyebilir, yüzmilyonlarca insana yardım edebilir ve dünyanın en yardıma muhtaç ülkelerinin ekonomilerini canlandırabilir. BM sistemi ve ben bunların yerine getirildiğini görmek için gücümüz dahilindeki herşeyi yapacağız” diye konuştu.

Brezilya ve İngiltere Hükümetleri ile Çocuklara Yatırım Fonu Vakfı tarafından düzenlenen zirveye hükümet liderleri, özel sektör ve sivil toplum temsilcileri katıldılar.

BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF’e göre, zirvede başlangıç olarak 4 milyar dolardan fazlası taahhüt edildi. Bu fonlar bodurluğun önüne geçilmesi, anne ve çocukların daha iyi beslenmeleri için harcanacak.

Zirvede UNICEF bodurluk ve yetersiz beslenmenin neden olduğu diğer hastalıkların en çok görüldüğü ülkelere yaptığı yatırıma devam edeceğini taahhüt etti. Son 5 yıl içinde UNICEF konuyla ilgili 65 ülkede yaptığı çalışmalarda 1 milyar dolar harcadı.

UNICEF ile birlikte çok sayıda BM kuruluşu Küresel Büyümek için Beslenme Sözleşmesini memnunlukla karşıladı. Sözleşmeyle hem donörler için hem de yetersiz beslenmenin görüldüğü ülkelerde beslenmenin siyasi ve sosyo ekonomik öncelik yapılması öngörülüyor.

BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun Genel Direktörü José Graziano da Silva da sözleşmeyi memnunlukla karşıladıklarını bildirdi ve FAO’nun taahhütte bulunan bütün hükümetlerle gıda güvenliğini ve beslenme hedeflerini sağlamak üzere birlikte çalışacağını söyledi.

KAYNAK:BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜRKİYE

Birleşmiş Milletler’in insani yardım kuruluşları Şam’ın kırsal bölgeleri ve ülkenin başka yerlerinde zor ulaşılan yerlerdeki zor durumda yaşam mücadelesi veren 1.2 milyon kişiye derhal ulaşımlarının sağlanması için bir kere daha çağrı yaptılar.

BM’nin İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından dün yayınlanan açıklamada, insani yardım kuruluşlarının özellikle zor ulaşılan Şam’ın kırsal bölgelerindeki insani durumun daha da kötüye gitmesinden çok endişe duydukları bildirildi.

OCHA’nın Muadhamiya isimli bölgede, yaklaşık 5 bin ailenin oluşturduğu sivil nüfusa ulaşmaya çalıştığı belirtildi.

OCHA, bu ailelerin korkunç acılar içinde aylardır yeterli yardım almadan yaşadıklarını kaydetti.

Mart ayından bu yana BM’nin insani yardım kuruluşları Suriye Hükümetine yardıma muhtaç kişilere ulaşımlarının sağlanması için üç kez resmi başvuruda bulundu. OCHA acil yardım malzemesi taşıyan kamyonların programlarının yedi kere değiştirildiğini ve halen ihtiyacı olanlara gitmek için resmi onay beklediklerini açıkladı.

Birleşmiş Milletler geçen hafta teşkilatın bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük insani yardım çağrısını yapmış ve Suriye krizinden etklenen ve günleri her gün artan insanlara yardım için 4.4 milyar dolar istemişti. 4.4 milyar dolardan 1.4’ü Suriye içindeki Suriyelilere yardım için, 3 milyarı da Suriye’ye komşu ülkelerdeki mültecilere yardım için isteniyor. Henüz 1.2 milyar dolar toplanabildi.

KAYNAK:BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜRKİYE

Dul kadınlara karşı yaygın olarak görülen ayrımcılığa karşı uluslararası topluluğun daha güçlü adımlar atması gerektiği bildirildi. Dünyada 115 milyon dul kadın yoksulluk sınırında yaşarken, 81 milyonu da fiziksel tacize uğruyor.

Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi UN Women’ın başkan vekili Lakshmi Puri 23 Haziran Dünya Dul Kadınlar Günü dolayısıyla yayınladığı bildiride, dul kadınların da onurlu bir hayat yaşayabilmeleri, eşit haklara ve fırsatlara sahip olabilmeleri ve toplum içinde tam anlamıyla yer alabilmeleri için onlara karşı uygulanan ayrımcılığa bir son verilmesi için çağrı yaptı.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2011 yılında 23 Haziran’ı Dünya Dul Kadınlar Günü olarak ilan ederken, “İstatistiklerde olmayan, araştırmacıların farketmediği, ulusal ve yerel yetkililerin ihmal ettiği, sivil toplum kuruluşlarının gözden kaçırdığı dul kadınların durumu hali hazırda görünmez haldedir” ifadelerini kullanmıştı.

Puri Dünyadaki milyonlarca dul kadının aşırı yoksulluk,toplumsal dışlanma, şiddet, evsizlik, kötü sağlık mağduru durumda, ayrıca hem hukuksal olarak hem gelenekler dahilinde ayrımcılığa uğramakta olduklarını vurguladı. Puri buna rağmen dul kadınların anne, bakıcı, hane başı, rollerinde topluma katkılarını sürdürmekte olduklarını ve ulusal kanun ve politikaların onların haklarını koruması gerektiğinin altını çizdi.

Puri 1979 yılında BM Genel Kurulu tarafından benimsenen ve Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yokedilmesi Sözleşmesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni de hatırlatarak kadınlara karşı ayrımcılığa karşı savaşırken bu sözleşmelerin temel alınması gerektiğini belirtti.

Puri, bu yıl eski yıllara oranla daha fazla dul kadın olduğunu kaydederek, bunun silahlı ihtilafların artması, HIV/AIDS hastalığı ve eşler arasındaki yaş farkı yani genç kızların kendilerinden çok büyük erkeklerle evlendirilmelerine bağlı olduğunu bildirdi.

UN Women Başkan Vekili Puri, bir zamanlar çocuk gelin olan genç dul kadınların özellikle büyük risklerle karşı kaşıya olduklarını vurguladı.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) verilerine gore, eğer mevcut şekilde devam ederse, 2011 ile 2020 yılları arasında 140 milyon kız çocuğu çocuk gelin olacak.

KAYNAK:BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜRKİYE

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, kız çocuklarının eğitimi, sağlığı ve haklarının güçlü bir savunucusu ve kadınların dünyamızı dönüştürme gücüne sonuna kadar inanan biri olduğunu söyledi.

Ban, bu yılki Dünya Nüfus Günü teması sayesinde ergenlik dönemi hamileliklerine dikkat çekilmesinden de memnuniyet duyduğunu belirtti. Ban, “Bu hassas konuya tüm dünyanın dikkatinin çekilmesi gerekiyor” dedi.

Ban, 11 Temmuz Dünya Nüfus Günü vesilesiyle yayınladığı mesajında, her yıl ergenlik çağındaki 16 milyon genç kızın doğum yaptığını, bu ergenlerin hamileliklerini planlama gibi bir şansa dahi sahip olmadıklarını belirtti. Genel Sekreter, “Hamilelik ve doğum sırasında yaşanacak sağlık sorunları başta obstetrik fistül olmak üzere bir çok hastalık ya da kalıcı zarara yol açabiliyor. Söz konusu sağlık sorunları genç kadınların ölüm nedenleri arasında da başta geliyor. Ergenlik çağındaki kız çocukları güvenli olmayan kürtaj uygulamaları nedeniyle bir çok ciddi hastalık, fiziksel zarar ve ölüm ile karşı karşıya kalıyor” dedi.

Söz konusu sorunların çözümü için kızların okula devam etmelerinin ve ergenlik çağında da iyi bir eğitim almalarının sağlanması gerektiğini vurgulayan Ban, “Genç bir kız eğitim aldığında büyük ihtimal ile daha geç evlenecek, çocuk sahibi olmayı, kendisini hazır hissedinceye kadar erteleyecek, daha sağlıklı çocuklara sahip olacak ve daha fazla gelir elde edecek” dedi.

“Ergenlere, yaşlarına uygun şekilde cinsel konularda da eğitim vermemiz gerekiyor. Genç kadınların ne zaman anne olacaklarına karar verebilmeleri açısından bu eğitim özellikle önem taşıyor” diyen Ban, “Dahası, aile planlaması ve HIV dahil cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma ve tedaviyi de kapsayacak şekilde kapsamlı cinsel ve üreme sağlığı eğitimi verilmesi gerekiyor. Kadınların hamilelik döneminde ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerine de mutlaka erişebilmeleri gerekiyor” ifadesini kullandı.

“Ergenlik dönemindeki kız çocuklarının eğitim ve sağlık ihtiyaçlarına yönelik yatırımlar, kız çocuklarının kuşaklar boyu etkisini gösterecek olumlu değişime daha etkili bir katkı yapmalarını sağlayacaktır” görüşünü vurgulayan Genel Sekreter Ban, “Dünya Nüfus Gününde ergenlik dönemindeki kız çocuklarının bu potansiyellerini hayata geçireceğimize ve ortak geleceğimize katkı yapmalarına imkan tanıyacağımıza söz verelim” çağrısında bulunarak mesajına son verdi.

KAYNAK:BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜRKİYE

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, New York’da Myanmar’ın Dostları Grubu toplantısının açılış konuşmasında Myanmar hükümeti ve halkının geri döndürülemeyecek bir reform süreci ve barış ve herkesi kucaklayan kalkınma yolunda ilerlerken devamlı olarak desteklenmesinin çok önemli olduğunu belirtti.

Genel Sekreter ülkede geçtiğimiz yılda çok önemli adımlar atıldığını ancak ulusal uzlaşının sağlanması ve etnik gruplar arasındaki şiddet olayları gibi sorunların hala devam ettiğini vurguladı.

Ban, “Sürdürülebilir barış için iktidar ve kaynak paylaşımında tutarlı düzenlemeleri sağlayacak herkesi kucaklayan siyasi diyaloğa ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.

Ban, Myanmar’ın Arakan Eyaleti’nde görülen toplumsal şiddet olayları ve Rohingya müslümanlarının korkunç insani durumları konusunda derin endişe duyduğunu belirtti.

Bölgede ilk kez Haziran 2012’de başlayan olaylarda Arakan Budistleri ve Rohingya Müslümanları arasında başlayan çatışmalar, ülkenin batı bölgesinde yaşayan yüz binlerce ailenin hayatını doğrudan etkilemiş, büyük çoğunluğu Rohingyalı olan 140,000 kişi yerlerinden edilmiş ve on binlerce insan gemilerle bölgeden uzaklaşmak zorunda kalmıştı.

Gerekli önlemler alınmadığı takdirde Myanmar’da yaşanan bu tehlikeli kutuplaşmanın daha şiddetli olayları tetikleyeceğine işaret eden Ban Ki-moon, Myanmarlı yetkililerin insanların uğradığı yasal haksızlıklara ve vatandaşlık taleplerine kulak vermesi gerektiğini söyledi. Ban Ki-moon Myanmarlı liderlere toplumsal sorunları birlikte çalışarak aşmalarını ve halka birlik çağrısı yapmalarını teşvik edecek bir mektup yazmayı planladığını da sözlerine ekledi.

2007 yılında kurulan ve on ikiden fazla ülkeyi bünyesinde barındıran Myanmar’ın Dostları Grubu, ülkede reformlarla devam eden ilerlemeleri memnunlukla karşıladıklarını belirtti ancak ulusal kalkınma, uzlaşma ve demokrasi yolunda ilerlerken ülkede acil olarak ele alınması gereken konular olduğunu vurguladı. Grup ayrıca Kaçin’de yapılan barış görüşmelerinin Myanmar’daki etnik gruplar arasında barışı sağlama ve ulusal ateşkes için ön ayak olmasını umduğuklarını belirtti.

Myanmar’ın Dostları Grubu, toplumsal şiddet uygulayan insanların cezalandırılması, etnik köken ya da din ayrımı yapılmaksızın herkesin insan haklarına saygı gösterilmesinin garanti altına alınması ve Rohingya müslümanlarına vatandaşlık hakkı verilmesi konularında acil olarak harekete geçilmesinin gerekli olduğunun da altını çizdi.

Ban Ki-moon toplantıda Myanmar’ın demokratik yapısını güçlendirme, hızlı ekonomik kalkınma sağlama, toplumdaki bölünmeye karşı ulusal bir uzlaşma politikası izleme konularında ilerleme sağlayacağına inandığını da sözlerine ekledi.
KAYNAK:BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜRKİYE

Genel Sekreter Ban Ki-moon dünyanın dört bir yanından genel gençlerle New York’ta bir araya geldi. Görüşmede ayrıca Gençlik Özel Temsilcisi ile birlikte çevrimiçi Birleşmiş Milletler Gençlik Platformu’nun açılışı yapıldı.

Ban, Birleşmiş Milletler Gençlik Girişimleri kapsamında gerçekleştirilen “Küresel Söyleşi”ye katılan gençlere, bugüne kadar dünya üzerinde genç nüfusun sayısının en fazla olduğu bir dönemden geçildiğini söyledi. Ban, gençlerin bugün sahip oldukları iletişim imkanların son derece ileri boyutlarda olduğunu belirtti. Ban buna rağmen, artan eşitsizlikler, fırsatların azalması ve iklim değişikliği de dahil olmak üzere gençlerin karşı karşıya olduğu sorunlarında daha önce görülmemiş boyutlarda olduğunu ifade etti.

Ban’ın 5 yıllık Faaliyet Planının önceliklerinden birini de gençlerle birlikte, gençler için çalışmak oluşturuyor. Bu bağlamda, geçtiğimiz aylarında Ahmad Alhendawi’yi ilk gençlik elçisi olarak atadı.

Ahmad Alhendawi’nin gençliği güçlendirmek adına farklı Birleşmiş Milletler oluşumlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, akademik çevre ve medya ile birlikte çalışmakta olduğunu belirten Ban, Alhendawi’nin adı altında açılan internet sitesinin çevrimiçi Gençlik Platformu olarak hizmet vereceğini, bu yolla gençlerin kaygılarını Birleşmiş Milletler’e daha hızlı bir şekilde iletebileceklerini ifade etti.

Faaliyet Planı, My World’de yapılan anketlerin sonucunda dünya genelinden binlerce gencin odaklandığı 5 alana odaklanıyor. Bunlar; istihdam ve girişimcilik, siyasi katılım, sivil katılım ve hakların korunması, kapsamlı cinsel eğitimi de içeren genel eğitim ve sağlık alanlarını içeriyor.
KAYNAK:BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜRKİYE

Bu yılki Uluslararası Gençlik Günü göç eden gençlerle ilgili konular üzerinde yoğunlaşıyor. Dünya genelinde başka bir ülkeye göç eden insan sayısı yılda 214 milyonu buluyor. Bu rakamın yüzde 10’unu ise gençler oluşturuyor. Ancak onların karşılaştığı sorunlar ve edindikleri tecrübeler hakkında çok az şey biliniyor.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon da 12 Ağustos Uluslararası Gençlik Günü vesilesiyle yayınladığı mesajında, gençlerin göç etmelerinin arkasında bir çok neden yattığını, bazılarının baskılardan kaçtığını, bazılarının ya yanlız başına ya da aileleri ile birlikte göç ettiğini söyledi. Ban, “Bazıları gittikleri yerlerde kendi memleketlerinden tanıdıklara sahip oluyor. Bir kısmı ise yeni bir çevre edinmek zorunda kalıyor. Bu gençlerin bir çoğu gittikleri yerde ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve insan hakları ihlalleri dahil olmak üzere bir çok sorunla karşılaşabiliyor. Genç kadınlar ise cinsel istismar ile karşı karşıya kalabiliyor” dedi.

Yoksulluk, kalabalık ve hijyen olmayan koşullarda yaşamak ve insan onuruna yakışır bir iş bulmada yaşanan zorlukların, göçmenlerin sık sık karşı karşıya kaldıkları sorunlar arasında yer aldığını belirten Ban, küresel ekonomik ve mali krizin bu sorunların daha da şiddetlenmesine neden olduğunu vurguladı. “Göçmenler, bir de hem yerel halk hem de siyasiler tarafından başkalarının işlerini ellerinden almak ile suçlanıyor ve böylece ayrımcılığa uğrama riskleri de artıyor” diyen Genel Sekreter, anne ve babalarının göç ederken yanlarında götürmedikleri çocukların da psikolojik ve sosyal sorunlarla boğuşmak zorunda kaldığını ve istismara daha açık hale geldiklerini belirtti.

Genç göçmenlerin kendi toplumlarına, başka ülkelere geçmek için kullandıkları ve göç ettikleri ülkelerin toplumlarına ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan olumlu katkı yaptıklarını vurgulamanın çok önemli olduğunu belirten Ban, “Bu gençlerin büyük bir bölümü, para kazanmak ve yaşam koşullarını iyileştirmek için çok çalışıyor” dedi.

Göçmenlerin kendi ülkelerindeki ailelerini desteklemek için yolladıkları işçi dövizlerinin dünyanın bir çok yerinde ekonomilere büyük destek sağladığını hatırlatan Ban, “Ülkelerine döndüklerinde, yurt dışında elde ettikleri bilgi ve birikimi kullanarak kalkınmaya katkı sağlıyorlar. Mali ve sosyal özgürlüğünü elde eden kadınlar ise toplumda daha güçlü bir konum elde ediyor” dedi.

BM Genel Kurulu’nun, Ekim ayında ikinci Uluslararası Göç ve Kalkınma Üst Düzey Diyalog toplantısına ev sahipliği yapacağını belirten Ban, üye ülkelerden söz konusu toplantıda genç göçünü de ele almalarını istedi. Ban, “Uluslararası Gençlik Gününde üye devletleri, gençlik örgütlerini ve diğer ilgili tarafları genç göçmenlerin haklarını güçlendirmeye ve genç göçünün kalkınmaya olan katkısını azami seviyeye çıkarmaya çağırıyorum” diyerek mesajına son verdi.
KAYNAK:BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜRKİYE

Birleşmiş Milletler’in ırkçı ayrımcılık ile mücadele etmekle görevli komitesinin 83. oturumu internet ve sosyal medya ağlarında nefret söylemlerini durdurma ile birlikte ırkçılık ve yabancı düşmanlığını eğitim yoluyla önleme konularına odaklanmak üzere Cenevre’de başladı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Yardımcısı Flavia Pansieri, Irkçı Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi’nin 83. Oturumunun açılışında yaptığı konuşmada, “Hepimizin saygı göstermek istediği ifade özgürlüğü nerede sona ermeli ve nefret söylemlerini önlemek nerede başlamalı?” sorusunu sordu.

Pansieri, gün geçtikçe birbirine daha da bağlı hale gelen dünyamızda ırkçı nefret söylemlerinin çok sayıda ülkede görülmeye başlandığını ve bu söylemlerin kolayca sınırlar ötesine yayıldığını belirtti.

Pansieri komitenin Uluslararası Nelson Mandela Günü ile Martin Luther King Jr’nin Washington’a yürüyüp meşhur “Bir hayalim var (I have a dream)” konuşmasını yapmasının 50. Yıldönümünün kutlanması ardından toplandığına dikkat çekti ve King’in görüşlerinin 50 yıl sonra da dünyadaki pek çok insan için bir hayal olmaya devam ettiğini kaydetti. Pansieri, Komite üyelerinin ırk, renk, ulusal veya etnik kökenleri yüzünden insan hakları ihlal edilenleri korumak için burada olduklarını vurguladı.

Pansieri İnsan Hakları Konseyi’nin ırkçılık, ırkçı ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğün eğitim ile önlenmesi hakkında Haziran ayında benimsediği karardan da bahsetti. Pansieri kararın kaliteli eğitim yoluyla herkesi kucaklayan toplumlar yaratmanın mümkün olduğunu vurguladığını kaydetti.

Tanzanya’da Albinolara yapılan saldırılar ile ilgili de konuşan Pansieri, İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay’ın bu saldırıların durması yönündeki çağrısını yineledi.
KAYNAK:BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜRKİYE